Geçtiğimiz yılın Kasım ayında onaylanan ve 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girecek Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, şirketlerin tüketicilere neredeyse her gün gönderdikleri e-posta ve kısa mesajlara ilişkin önemli düzenlemeler getiriyor.

 

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un e-posta ve kısa mesajlarla ilgili olarak tüketicilere sağladığı haklarla ilgili yeni bilgiler gelmeye başladı. Yasanın yürürlüğe gireceği 1 Mayıs 2015 tarihinden itibaren, şirketler önceden onay almadıkları müşterilerine ticari içerikli e-posta ve SMS gönderemeyecek. Bu kuralı ihlal eden firmalar, şikayet oluşması halinde ağır ceza yaptırımlarıyla karşılaşacak.

 

Bu yasal düzenlemeler artık istenmeyen mesajların ve telefon aramalarının sonunu getirecek. Müşteri işletişiminde yeni bir dönemin başlamasına sebep olan bu durum önümüzdeki 1 ay boyunca firmaların onay istemek veya benzer durumlar için yoğun aramalara ve mesajlara maruz kalmanıza yol açabilir!

 

 

Bu kanun 1 Mayıs'tan sonra hayatımızı çok kolaylaştıracak ve belki de yaşam kalitemizi yükseltecek fakat birde işin diğer tarafı var çağrı merkezlerinden gelebilecek aramaların tamamen önünü kesecek nitelikte hazırlandığı için aslında Türkiye'deki işsizlik sorununa bir kambur olarak eklenecek gibi gözükmekte;

 

Türkiye çağrı merkezi sektöründe çalışan 80.000 kişinin yaklaşık %25’i dış arama yaptığından bu yasa devreye girdiğinde yaklaşık 15.000 kişinin istihdamının olumsuz etkileneceği tahmin ediliyor. Tüm sektörün de yaklaşık %15 kadar küçülmesine sözkonusu olabilir. Farklı bir bakış acısı da tam tersine artacağı yönünde. "İzin alma" amaçlı aramalar için ayrı birimler kurulacak ve iş sahası daralmaktan daha çok düyüme gösterecek. Fakat izin alma aramalarının da ne kadar yoğun olacağı şimdiden kestirilemiyor. Bu sebeple oluşacak koşulların iş imkanlarını nasıl etkileyeceği 1 Mayıs sonrasında netleşecek. İzin almak üzerine yoğunlaşacak birimlerin daha çok e-mail ve sms yöntemlerini kullanacakları düşünülüyor.

 

Pekala "İzinli Pazarlama" adı verilen yeni yöntem nasıl bir sonuç ortaya çıkartacak. Basit ve birebir bir örnekle açıklayalım.

 

Maaşlı müşterisi olduğunuz bankanız bile, sizin bankada aktif hesabınız olmasına rağmen sizi arayıp "Yazılı izin vermeniz için şubemize bekliyoruz" şeklinde davet telefonlarıyla sizi aramaya başlayacaklar. Bunu yapmak zorundalar çünkü 1 Mayıs'tan sonra eğer kanunda bir revizyon yapılmazsa sonsuza kadar sizinle iletişim kurma haklarını yitirebilirler!

Bu da demek oluyor ki önümüzdeki bir aya yakın süre içerisinde şu ana kadar bir şekilde daha önceden iletişim kurduğunuz firmaların neredeyse tamamı sizden iletişim izni alabilmek için sabır sınırlarınızı zorlayıcı aramalarda bulunabilirler. Telefon numaranızı verdiğiniz mağazalar, restoranlar, bankalar, hastaneler, yayın kuruluşları, e-ticaret firmaları... Aklınıza gelebilecek her firmadan izin talebi adı altında arama ve mesajlara maruz kalabilirsiniz.

 

Sosyal hayatımızı ferahlatacak bu kanun, firmaları beklenmedik çıkmazlara sokabilir. Fakat bir anlamda firmaların bu konuda kendi iplerini kendilerinin kestiğini söylesek yanlış olmaz, hemen herkese olur olmaz her türlü ürünle ilgili mesajlar atmak, pazarlama sektörünün tamamına yönelik bir itibarsızlaştırma harekatı gibiydi.Artık yaylım ateşi açar gibi gönderilen mesajlar ve maillerin yerini, gerçekten satın alma potansiyeli olan tüketicilere daha ekonomik satış planlamalarıyla ulaşabilme imkanı da yaratabilir. Bu özellikle düşük bütçeli E-Ticaret firmalarının işine gelecek bir ortam yaratacak. Bütçe sorunu olmayan firmaların neredeyse milyonlarca kişiye SMS gönderdiği bir ortamda pazarın gerisinde kalan firmalar, daha kolay rekabet edebilecekler. Çünkü firmalar bu SMS'leri bedavaya göndermiyorlar. Özellikle 14 Şubat, Anneler Günü, Yılbaşı gibi dönemlerde yoğunlaşan mesaj bombardumanları için gerçekten büyük ekonomik kaynaklar gerekebiliyor. 1 Mayıs sonrası oluşacak ortam bu alanda da daha adil bir rekabet imkanı sağlayabilir.

 

 

Bu yeni dönemde tüketicilerin yasanın kendilerine getirdiği hakları iyi bilmeleri gerekiyor.

 

İşte yeni yasanın tüketiciye sunduğu haklar

 

Tüketicinin önceden onay vermediği hiçbir ticari elektronik ileti kendisine gönderilemeyecek. Onayın yazılı ya da elektronik ortamda alınmış olması gerekiyor. Reklam SMS'ini gönderen şirket, gerektiği zaman tüketicinin onayını kanıtlamakla mükellef olacak.             

 

Tüketicilere onaylarını almak için gönderilen metinlerde izinlerinin istendiğinin açıkça belirtilmesi ve onay bölümünün önceden işaretli olmaması gerekiyor. 

 

Tüketici dilediği zaman, hiçbir sebep göstermeksizin, ticari elektronik ileti alımını reddedebilir. Gönderiyi yapan şirket, bu talebin kendisine ulaşmasının ardından, ileti göndermeyi üç iş günü içinde durdurmalı.

 

Tüketicinin ticari elektronik iletilere onay vermesi, telefon numarası, e-posta adresi gibi kişisel bilgilerinin üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmasına izin verdiği anlamına gelmiyor. Yasa, kişisel verilerin saklanmasından ve güvenliğinden de şirketleri sorumlu tutuyor.

 

Yeni yasa, önceden izin şartı getirse de istisna olarak tanımlayabileceğimiz bir durumu da içeriyor. Eğer ticari iletiyi gönderen şirket ile tüketici arasında daha önceye dayanan bir ticari ilişki varsa, yani tüketici söz konusu şirketin “müşterisi” konumundaysa, izin şartı aranmıyor. Örneğin bir banka, daha önce kendisinden kredi kullanan müşterisine, kredilerle ilgili iletileri onay almaksızın gönderebilecek. Burada dikkat edilmesi gereken, bu iletilerin sadece müşterisi olunan ürün ya da hizmetle ilgili olabileceği. Yani kredi kullanan bir müşteriye, iş ortaklarının sunduğu ürünler ile ilgili iletiler izinsiz olarak gönderilemeyecek.

 

Mesaj ya da iletinin göndericisinin de açıkça belirtilmesi gerekiyor.